Ekonomi

ABD’nin faiz kararının enflasyon ve diğer ekonomik göstergelere etkileri

Son zamanlarda herkesin takip ettiği konulardan biri şüphesiz faiz-enflasyon konusudur. Gerek ülkemizde gerek dünya genelinde takip edilen bu konu neredeyse medyanın her bir köşesinde karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği üzere dünya genelindeki Corona virüs salgınından dolayı bütün ülkeler ekonomik açıdan zarar görmüştür ve enflasyon dünya genelinde artmıştır. Pandemi sonrası yaşanan dünya genelindeki enflasyon artışlarına ülkelerin ekonomi politikalarını belirlemesinde oldukça etkili olmuştur. Bu yazımda dünya ekonomisine yön veren Amerika’nın faiz kararları sonrasında ülke ekonomisindeki değişmelerini gözlemleyeceğim.

Amerika Birleşik Devletleri’nin faiz kararları ile ekonomisinde nasıl değişimler yarattığını görebilmek için bazı göstergelere ihtiyacımız vardır. Ben bu yazımda faiz oranı, enflasyon oranı, GSYH, işsizlik oranı ve para arzlarını inceleyeceğim.

Şuanki Değer Önceki Değer
Faiz Oranı %4 %3.25
Enflasyon oranı %7.70 %8.20
İşsizlik Oranı %3.70 %3.50
M1 para arzı 20283.50 20452.90
M2 para arzı 21503.40 21711.40

M0 para arzı
5410900.00 5582300.00
GSYH 22996 (Milyar) 20894 (Milyar)
MB bilançosu 8676870 (Milyon) 8723090 (Milyon)
Kamu Harcamaları 3400 (Milyar) 3380 (Milyar)

Bilindiği üzere ülkelerin para politikaları enflasyon üzerinde oldukça etkilidir. İktisatçıların büyük bir kısmı para arzının artırılması ile faiz oranının düşeceğini ve ardından enflasyonun artacağını savunmaktadırlar. Para arzının azalması ise faiz oranının artması ve ardından enflasyon oranının azalmasını göstermektedir. Çünkü iktisada göre az olan şeyin değeri fazla, çok olanın ise değerinin düşük olmasıdır.

Tabloda görüldüğü gibi ABD faiz oranını 0.75’lik bir artışla %4 oranına çıkarmıştır. Bununla birlikte tüm para arzı tanımlarında (M1, M2, M0) azalma yaşanmıştır. Burada sormamız gereken soru “Amerika Merkez Bankası (FED) para politikasını uygularken hangi araçları kullanmıştır?” olmalıdır. Çünkü her para politikasının etkisi aynı değildir. Bu araçlar açık piyasa işlemleri (APİ), reeskont politikası ve zorunlu karşılık politikasıdır. Bunlar arasında etkinlik bakımından sıralama yapılacak olursa APİ en etkili, reeskont ise en düşük etkiyi gösteren araçtır. Zorunlu rezerv ise en etkili ikinci para politikası aracıdır.

Merkez bankası APİ uygulaması yapmışsa öncelikle repo oranlarına bakmamız gerekmektedir. Repo ilerideki bir tarihte geri satmak taahhüdü ile tahvil satın almasıdır Şuanki verilere göre FED repo oranını Nisan ayından beri artırmaktadır.. Repo oranının artırılması enflasyon oranını aşağı çekmek için kullanılan bir yöntemdir.

Merkez bankası daraltıcı para politikası uygulayarak enflasyon düzeyini %8.20’den %7.70’e indirdiğini açıkça görmekteyiz.

Kamu harcamalarının artması durumunda hasılanın da yani GSYH’nin de arttığını gözlemleyebiliriz. Kamu harcamalarının artması, faiz oranının düşmesine ve hasılanın artmasına neden olmaktadır. Bu durumda daraltıcı para politikası faiz oranını artırmış fakat kamu harcamalarının küçük bir artışı da faiz oranının yine küçük bir oranda azalmasına yol açmıştır. Sonuç olarak daraltıcı para politikası uygulamasının etkisinin kamu harcamalarındaki artış sonucunda faiz oranının düşmesi etkisinden fazla olduğunu görmekteyiz.

Başa dön tuşu