
Aslında pandemi günlerinden önce çok fazla televizyon izlemeye vaktim yoktu. Yaklaşık bir yıldır evde olunca ister istemez televizyondaki bazı dizileri izleme fırsatım oldu. Herkes kendi karakterine göre kaliteli film ve dizi izlemeye başladı ki benim de izlediğim favori dizilerden birisi “Gönül Dağı” idi.
“İster Yozgatlı olduğumdan bu diziyi sevdiniz hocam deyin, isterseniz de gerçekten kalite bir [...]

Geçen gün arabam ile eve gelirken radyoda Gülden Karabacak’ın söylediği “Allı turnam” türküsü çalıyordu;
Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey…
Bu türküyü ne zaman dinlesem rahmetli babam aklıma gelir. Aslında babamın hiç türkü falan söylediğini hatırlamam, sadece neşeli olduğu zaman bu türküyü biraz mırıldandığını hayal meyal hatırlıyorum. [...]

Bakteri, virüs ve haşerelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmak için kullanılan pestisitlerin çevremize ve canlılaraverdiği zararın ne kadar çok olduğu gün geçtikçe yapılan bilimsel araştırmalar ile anlaşılmaktadır.
Daha çok sprey şeklinde kullanılan bu zararlı pestisitler, adsorpsiyon sonucu sebze, meyve ve çevresinde kalıntı olarak kalarak canlılara geçerek zarar veriyor. Özellikle böcek öldürücü olarak kullandığımız kimyasallar soluma veya temas [...]

Bu haftaki “bebeklerin plasentasında mikroplastik parçacıklar bulundu” haberini duyunca çıldırdım adeta.
Guardian gazetesinde“Mikroplastikler hamile olan dört sağlıklı kadının plasentasında hem anne hem fetüs tarafında vefetüsün geliştiği zarın içinde rastlandı” şeklindeki haberi vardı.“Annenin yeme, içme ve solunum yoluna bağlı olarak mikroplastiklerin plasenteya geçtiği tahmin edilmektedir” denilmekte idi.
Environment International dergisinde yayımlanan çalışmada; “fetüsün gelişmesini destekleyen ve dış dünya [...]

Geçenlerde kütüphanemi düzeltirken, Ömer Seyfettin’in kitapları gözüme ilişti. Ne kadar da özlemişim o buram buram Anadolu kokan hikâyeleri. Eski günlerim aklıma geldi, heyecanlanmıştım. 36 yaşında vefat etmiş, o kısacık ömre yüzlerce hikayeyi nasıl sıkıştırmıştı hala hafızam almıyor.
“Başını Vermeyen Şehit ve Pembe İncilli Kaftan” ilkokulda ilk okuduğum ve hiç unutmadığım favori hikâye kitaplarındandı, hala da okuduğum [...]

Çevremizde ve sularımızda tonlarca biriken plastik atıkları artık sağlığımızı ciddi şekilde tehdit etmeye başladı. Yiyeceklerimizde ve içeceklerimizde olan mikroplastiklerin varlığından artık hepimiz haberdarız. Bir gün soframıza balık olarak geliyor, diğer gün her hangi bir sebze ile bizlere misafir oluyor.
Aslında içtiğimiz sular ve yemeklere kattığımız tuzlar sayesinde hep bizimle birlikte, misafir değil anlayacağımız…
Okyanuslara karışan plastiklere artık [...]

Bu gece uzun uzun aynaya kendime baktım,
Aman Allah’ım beyaz saçlarım ne kadar da çabuk çoğalmışlardı.
İhtiyarlığımın habercisi idi,
Ya da dünyanın geçiciliğinin ispatı.
Bence ise tecrübelerimin birikimi.
Mazime bakıyorum da
Neler görmüştüm neler,
Bir ömre sığmaz dediklerimi an be an yaşamıştım.
Ama hiç ümitsiz olmadım,
Sevgisizde kalmadım.
Tevekkülümü hep içim de büyüttüm.
Yaratana teslimiyetimi hiç ihmal etmedim.
“Olursa da O’ndan olmasa da Ondan” deyip,
Musibetlere hep tebessüm [...]

Zengin bir adam Mercedes arabası ile şehirdeki dar bir yoldan geçiyordu. Birden, yoluna aniden fırlayarak elindeki taşı arabasına atan bir çocuk gördü.
Kapısına çarpan taşın sesi ile ani fren yapınca, arabası kaldırım taşına çarparak durabildi.
Adam öfke ile arabadan fırlayıp, taş atan çocuğu kolundan tutarak sarsmaya ve “Sen ne yapıyorsun serseri, bak arabamı ne hale getirdin?” diyerek [...]

Prof. Dr. Hamdi Melih Saraoğlu hocamızın daveti üzerine Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde, “TÜBİTAK tarafından 2237B Proje Eğitimi Etkinliklerini Destekleme Programı kapsamında desteklenen Mühendislik ve Fen Bilimlerinde Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimine” katıldım. Doya doya çok güzel bir etkinlik ve eğitim gerçekleştirildi. Tabiki bu haftaki köşe yazımda proje eğitiminden bahsetmeyeceğim. Kütahya’ya gelip de çini sanatından etkilenmemek [...]

Bu sabahsonbaharın verdiği hüzün ve ağaçların yapraklarını yavaş yavaş döküp sarardığı bir zamanda bahçede otururken, çocukluk günlerim aklıma geldi.
İlkokulyıllarımı düşündüm, top oynayacak bir sahamız olmadığı için, evimizin önündeki meşhur Çekerek caddesinde top oynadığımız günlere gidiverdim.
Çevremizden topladığımız taşlardan kale yapar, mahallemizdeki çocukları toplar ve eşleşmeler biter bitmez futbol maçına başladığımız o günleri tebessümle hatırladım.
Maç esnasında bağrışmalarımız, [...]