
Şehrimizin doğusundaki E-88 karayolunun geçtiği 1440 rakımlı, Muslubelen tepesinin geçmişteki adının ‘’Misli Bela’’ olduğunu, Çalatlı yönündeki rampada hayvanların zorlanıp, huysuzlaşması ‘’Cin çarpmasına’’ yorumlanıp o mevkiye ‘’Cinli Kavak’’ denildiğini Sayın Şakir Ergin Hoca, bir televizyon sohbetinde anlatmıştı.
Ulaşımın kağnı ve at arabaları ile yapıldığı yıllarda Akdağmadeni tarafından Yerköy istasyonuna yük ve yolcu taşıyanları Muslubelen ve Sarıhacılı yokuşu [...]

26 Kasım 2016’da Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından “Ceviz Yetiştiriciliği ve Besin Değeri” konulu bir konferans düzenlendiğini, konuşmacı olarak da Kastamonu Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof.Dr. Seyit Mehmet Şen’in katıldığını İleri Gazetesi’nin haberinden öğrendik.
İlimiz açısından böyle önemli bir konferansın üniversite tarafından ele alınmasından dolayı memnun olduğumuz kadarıyla, daha kapsamlı bir duyuru yapılarak çok sayıda katılımcıyla konferansın [...]

(A.Kadir Çapanoğlu) – Yozgat’ımızın canlı tarihi,değerli emekli eğitimci Yılmaz Göksoy ağabeyim aşağıda arz edeceğim üç konuyu yazmamı ve bu vesile ile yazımızı okuyacak bilim adamlarının dikkatine sunmamı istemişti.Değerli ağabeyimin emri başüzre diyerek arz ediyorum. Buyurun birlikte kulak verelim söylediklerine.
Yılmaz Göksoy ağabeyim Yozgat’ın Gökçekışla köyünden. Vaktiyle daha sütteyken bir manda yavrusunun (ki malak diye isimlendirilir) annesi [...]
Ağustos 15, 2016 | Yazan
Yılmaz Göksoy |
Detay oku.. »

Bozok Yaylası’nda
Turnalar Dönerken
“Turnanın kanadı zatından eğri
Yanıktır aşnası, yaradır bağrı
Yönünü döndürmüş Bozok’a doğru
Ordan öte uğrun olsun turnalar”
“Ölüm Allah’ın emri ayrılık olmasaydı” derler ya! Hasret insanoğlunun devamlı içini yaktığından olacak türküsünde, ağıdında, hikâyesinde gurbet üzerine söylenmiş de söylenmiş. Postanın, telefonun ve telgrafın olmadığı yıllarda yarinin hasretini gidermek için;
“Sürmelimin gözlerine mailim
Ayda bir selamın gelse gailim” denirken, [...]
Haziran 1, 2016 | Yazan
Yılmaz Göksoy |
Detay oku.. »

Malazgirt Savaşı’ndan kısa bir süre sonra yöremiz Danişmentliler tarafından yönetilmeye başlanmış. Bu süreç içinde belirgin olarak ilk önceleri, Osmanpaşa Beldesi’ne yerleşen, Ahmet Yesevi halifelerinden Emirçin-i Veli(Emirce Sultan) tekke ve zaviyesini kurmak suretiyle Yesevilik, Ahilik, ve Hacı Bektaş Veli ile çevreyi işgal eden putperest Moğol Cungar oymağına karşı direnç göstermişler.
Bilhassa Hacı Bektaş-ı Veli ve Moğollar arasında [...]

Ağaç dikme mevsimini yaşadığımız şu günlerde, dikim ve fidan dağıtımlarını gördükçe mutlu olacağımız yerde burukluk duyuyoruz. Sebebi belli, dikilen ağaç ve kurulan ormanlar yanan-yakılan ve yağmalananlar karşısında devede kulak kalmakta. Ülke geneli şöyle dursun, bu tempoyla, Ankara ve çevresinin ağaçlandırma ve erozyon sorununu bin yılda halledebilirsek, şapkamızı göğe atıp, öpüp tepemize koymalıyız.
Ağaçlandırma, erozyonla savaş ve [...]

Bilhassa köylerde, okur – yazar ve kağıdın-kalemin mumla arandığı yıllarda askerdeki oğluna, torununa mektup yazdıracak ihtiyar babalar, dedeler hafta pazarı kurulduğu günlerde şehre geldiklerinde arzuhalciye mektup yazdırırlardı.Kuyruğa girmiş 8-10 kişinin arzuhalci bekletmeden mektuplarını nasıl yazsın? Onlar da boş kaldığı günlerde çokça hazır mektup yazıp asardı. Yalnız kime yazıldığı ve kimin gönderdiği yeri boş bırakılır,basmakalıp yazılan [...]